Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/198

 وَلَوْ نَزَّلْنَاهُ عَلَى بَعْضِ الْأَعْجَمِينَ

  Ve lev nezzelnâhu alâ ba’dıl a’cemîn(a’cemîne).

Kelime Karşılaştırma
ve lev : ve olsa, eğer
nezzelnâ-hu : ona indirdik
alâ : üzerine
ba’dı : bir kısım
el a’cemîne : Arap olmayanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik ve o da bunu kendilerine okusaydı, yine buna inanmazlardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kur'ân'ı Arap olmayanlardan, Arapça bilmeyenlerden birisine indirseydik de.

 Abdullah Parlıyan = Kur'ân'ı Arap olmayanlardan birisine indirseydik de,

 Adem Uğur = Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de,

 Ahmed Hulusi = Eğer Onu Arapça bilmeyen birine inzâl etseydik;

 Ahmet Tekin = Biz Kur’ân’ı, Arapça bilmeyenlerden birine bölüm bölüm indirsek Kur’ân’a iman etmezlerdi.

 Ahmet Varol = Eğer onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de,

 Ali Bulaç = Onu Arapça bilmeyen birine indirmiş olsaydık.

 Ali Fikri Yavuz = Eğer onu Arabca bilmiyenlerden birine indirseydik de,

 Ali Ünal = Fakat Biz onu, Arap olmayan birine indirmiş olsaydık,

 Bayraktar Bayraklı = (198-199) Biz, Kur'ân'ı Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de bunu onlara o okusaydı, yine ona iman etmezlerdi.

 Bekir Sadak = (198-19) 9 Biz Kuran'i arabca bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunlari okusaydi yine de ona inanmazlardi.

 Celal Yıldırım = (198-199) Eğer Kur'ân'ı Arap olmayanlardan birine indirseydik, o da onlara bunu okusaydı, yine de ona inanacak değillerdi.

 Cemal Külünkoğlu = (198-199) Eğer biz Kur'an'ı ana dili Arapça olmayan birine indirseydik de bunu onlara o okusaydı, yine ona iman etmezlerdi.

 Diyanet İşleri (eski) = (198-199) Biz Kuran'ı Arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunları okusaydı yine de ona inanmazlardı.

 Diyanet Vakfi = (198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu onlara o okusaydı, yine ona iman etmezlerdi.

 Edip Yüksel = Onu bir takım yabancılara indirseydik,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Eğer onu Arabca bilmiyenlerin birine indirseydik de

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer onu Arapça bilmeyenlerin birine indirseydik de,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (198-199) Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi.

 Gültekin Onan = Onu Arapça bilmeyen birine indirmiş olsaydık.

 Harun Yıldırım = Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de,

 Hasan Basri Çantay = Biz onu Arabca bilmeyenlerden birine indirseydik de,

 Hayrat Neşriyat = (198-199) Eğer onu Arabca bilmeyen kimselerden birine indirseydik de, (o kimse) onu onlara (Mekkeli müşriklere) okusaydı, (yine de) ona îmân eden kimseler olmazlardı!

 İbni Kesir = Biz, onu arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik.

 Kadri Çelik = Onu Arapça bilmeyen birine de indirmiş olsaydık.

 Muhammed Esed = Onu Arap olmayan birine indirseydik,

 Mustafa İslamoğlu = Ve eğer Biz onu yabancı birine indirseydik;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (198-199) Eğer onu Arapça bilmeyenlerin bazısı üzerine indirmiş olsa idik. Artık onu onlara karşı okuyacak olsa idi ona imân edenler olmuş olmazlardı.

 Ömer Öngüt = Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de,

 Şaban Piriş = Eğer onu bir yabancıya indirseydik,

 Sadık Türkmen = Eğer onu (Kur’an’ı) yabancılardan birisi üzerine indirseydik,

 Seyyid Kutub = Eğer biz Kur'an'ı ana dili arapça olmayan birine indirseydik de,

 Suat Yıldırım = (198-199) Eğer Biz Kur’ân’ı arap olmayanlardan birine indirseydik de onu kendilerine okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi.

 Süleyman Ateş = Biz onu yabancılardan birine indirseydik de,

 Tefhim-ul Kuran = Onu Arapça bilmeyen birine de indirmiş olsaydık,

 Ümit Şimşek = Eğer Biz onu yabancı birisine indirseydik,

 Yaşar Nuri Öztürk = Biz onu Arapça konuşmayanlardan birine indirseydik de,

 İskender Ali Mihr = Ve eğer Biz, O’nu bir kısım a’cemine (Arap olmayan bir gruba) indirseydik.

 İlyas Yorulmaz = Biz o kitabı, yabancıların bazısına indirmiş olsaydık.