Önceki Ayet Sonraki Ayet  
17. Sûre İsrâ/49

 وَقَالُواْ أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا

  Ve kâlû e izâ kunnâ izâmen ve rufâten e innâ le meb’ûsûne halkan cedîdâ(cedîden).

Kelime Karşılaştırma
ve kâlû : ve dediler
e : mı
izâ : olduğu zaman
kunnâ : biz olduk
izâmen : kemik
ve rufâten : ve kırıntı, ufalanmış toprak
e : mı
innâ : gerçekten biz
le meb’ûsûne : mutlaka beas edilenler (yeniden diriltilenler)
halkan : yaratılış
cedîden : yeni, yeniden
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Dediler ki: “Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduğumuz zaman mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Biz dediler, kemik ve toz haline geldikten sonra mı yeniden halk edilecek, dirileceğiz?

 Abdullah Parlıyan = Bir de onlar:'Sahi biz, bir kemik yığını, kokmuş toz toprak olmuşken mi; yepyeni bir hilkat, yepyeni bir yaratılışla mı, biz mi diriltileceğiz?' diyorlar.

 Adem Uğur = Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!

 Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

 Ahmet Tekin = Bir de şöyle dediler: “-Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?”

 Ahmet Varol = (Âhiret’i inkârlarına güya gerekçe olarak da,) “Kupkuru kemik yığını ve toz zerrecikleri haline geldiğimiz zaman mı, yani biz o halde iken mi diriltilip yeniden yaratılacağız?” diyorlar.

 Ali Bulaç = Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

 Ali Fikri Yavuz = Bir de şöyle dediler: “-Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?”

 Ali Ünal = (Âhiret’i inkârlarına güya gerekçe olarak da,) “Kupkuru kemik yığını ve toz zerrecikleri haline geldiğimiz zaman mı, yani biz o halde iken mi diriltilip yeniden yaratılacağız?” diyorlar.

 Bayraktar Bayraklı = Bir de onlar dediler ki: “Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir yaratılış ile diritileceğiz, öyle mi?”

 Bekir Sadak = «Biz kemik ve ufalanmis toprak oldugumuz zaman, yeniden mutlaka dirilecek miyiz? derler.

 Celal Yıldırım = Biz kemik (yığını) ve ufalanmış toz haline geldiğimiz zaman, biz mi yepyeni bir yaratık olarak diriltilip kaldırılacağız? derler.

 Cemal Külünkoğlu = Ve onlar (bir de şöyle) dediler: “Biz kemik ve toz haline dönüştükten sonra diriltilerek yaradılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman, yeniden mutlaka dirilecek miyiz? derler.

 Diyanet Vakfi = Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!

 Edip Yüksel = Dediler ki: 'Kemik ve ufak parçalar haline geldikten sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?!'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de dediler ki: biz bir sürü kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakıt mı cidden biz mi yeni bir hılkatle ba's olunacağız?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de dediler ki: «Biz bir sürü kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir de onlar dediler ki: «Biz, bir kemik yığını olduğumuz ve ufalanıp toz olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?

 Gültekin Onan = Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

 Harun Yıldırım = Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!

 Hasan Basri Çantay = Dediler ki: «Biz bir sürü kemik, kırıntı ve döküntü (haalinde bir toprak) olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz»?

 Hayrat Neşriyat = Ve dediler ki: '(Biz) bir kemik yığını ve ufalanmış bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecek kimseleriz?'

 İbni Kesir = Ve dediler ki: Biz, kemik ve ufalanmış toprak olduğumuzda mı, cidden biz yeni bir yaratılışla diriltilecek miyiz?

 Kadri Çelik = Dediler ki: “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?”

 Muhammed Esed = Ve onlar (bir de şöyle) diyorlar: "Demek biz kemiğe, toza toprağa dönüştükten sonra, gerçekten yepyeni bir yaratma eylemiyle diriltileceğiz, öyle mi?"

 Mustafa İslamoğlu = Bir de tutmuş diyorlar ki: "Ne yani, şimdi biz kemik yığınına dönüşüp oradan da toza toprağa karıştıktan sonra yepyeni bir yaratılışla tekrar diriltileceğiz, öyle mi?"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dediler ki: «Biz kemikler ve döküntüler olduğumuz zaman mı, biz mi yeni bir yaradılmış olarak elbette diriltileceğiz?»

 Ömer Öngüt = Dediler ki: “Biz bir kemik yığını ve ufalanmış bir toprak olduktan sonra mı, biz mi yeniden dirilecekmişiz?”

 Şaban Piriş = “Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman, yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?“ derler.

 Sadık Türkmen = Dediler ki: “Biz kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra mı?.. Gerçekten biz mi yepyeni bir yaratılışla diriltileceğiz?”

 Seyyid Kutub = Dediler ki; «Biz kemik ve toz haline dönüştükten sonra diriltilerek yaradılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?

 Suat Yıldırım = Bir de şöyle dediler: "Sahi, biz kupkuru kemik yığını ve ufalanmış toz haline geldiğimiz zaman, biz mi yeniden yaratılıp dirileceğiz! (bu olacak iş değil!)"

 Süleyman Ateş = Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, ufalanıp toprak olduktan sonra mı sâhiden biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

 Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?»

 Ümit Şimşek = Bir de diyorlar ki: 'Biz kemik olup toza toprağa karıştıktan sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?'

 Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Biz bir yığın kemik olduğumuz, un-ufak hale geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz."

 İskender Ali Mihr = Ve “Biz, kemik ve kırıntı (ufalanmış toprak) olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz, mutlaka yeni bir yaratılışla mı beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” dediler.

 İlyas Yorulmaz = Onlar “Şimdi biz, kemik yığını olmuş ve toprağa karışmışken, yeni bir yaratılışla, yeniden mi diriltileceğiz?” derler.