Önceki Ayet Sonraki Ayet  
15. Sûre Hicr/72

 لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ

  Le amruke innehum le fî sekretihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Kelime Karşılaştırma
le amru-ke : senin ömrüne andolsun (yemin olsun)
inne-hum : muhakkak ki onlar
le fî sekreti-him : elbette, muhakkak sarhoşlukları içinde
ya’mehûne : bocalıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Melekler, Lût’a:) “Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ömrün hakkı için onlar, gafletten âdeta sarhoştular, gaflet içinde şaşkın bir haldeydiler.

 Abdullah Parlıyan = Melekler Lût'a: “Senin ömrüne yemin ederiz ki, kavmin bu durumda seni hiç dinlemezler. Baksana, şehvetten gözleri dönmüş, sarhoşlukları içerisinde, körcesine sendeleyip, ne yaptıklarını bilmiyorlar.”

 Adem Uğur = (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 Ahmed Hulusi = Yaşamına yemin olsun ki, onlar (zevk) sarhoşlukları içinde, kör ve şaşkın bocalıyorlar!

 Ahmet Tekin = 'Dinine andolsun ki ey Lût, onlar şehvet sarhoşluğu içinde, önlerine gelene sarkıntılık yapıp duruyorlar. Seni hiç dinlerler mi?'

 Ahmet Varol = Senin ömrüne yemin olsun ki, onlar sarhoşlukları (şaşkınlıkları) içinde bocalıyorlar.

 Ali Bulaç = Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.

 Ali Fikri Yavuz = (Rasûlüm!) Ömrün hakkı için, doğrusu onlar sarhoşlukları içinde azgın bir halde idiler.

 Ali Ünal = (Ey Rasûlüm!) Hayatın hakkı için, kendilerini kaybetmiş halde sürüklenip gidiyorlardı.

 Bayraktar Bayraklı = Senin ömrüne andolsun ki onlar, sarhoşluklarının içinde bocalıyorlardı.

 Bekir Sadak = Senin hayatina and olsun ki, onlar sahosluklari icinde bocalayip duruyorlardi.

 Celal Yıldırım = (Peygamberim !) hayatına yemin olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde ne yaptıklarını bilmiyorlardı.

 Cemal Külünkoğlu = (Resulüm!) “Hayatın hakkı için doğrusu onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.”

 Diyanet İşleri (eski) = Senin hayatına and olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

 Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 Edip Yüksel = Ne yazık ki onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Resulüm! ömrüne kasem olsun ki hakikaten onlar serhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Resulüm, ömrüne yemin ederim ki, gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Resulüm! Ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

 Gültekin Onan = Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.

 Harun Yıldırım = (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 Hasan Basri Çantay = (Habîbim) seni ebedî yâd-ı cemîline yemîn ederim ki onlar serhoşlukları (azgınlıkları) içinde muhakkak serserî bir halde idiler.

 Hayrat Neşriyat = (Ey şanlı Peygamber!) Ömrüne yemîn olsun ki, gerçekten onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 İbni Kesir = Senin ömrüne andolsun ki, onlar sarhoşlukları içinde muhakkak serseri bir halde idiler.

 Kadri Çelik = Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde (kör sersem) bocalayıp duruyorlardı.

 Muhammed Esed = (Fakat melekler Lut'a:) "Canı sağolasıca!" dediler, "(Onlar bu durumda seni hiç dinlerler mi?) Baksana, (şehvetten) gözleri dönmüş, körcesine sendeleyip, öteye beriye sarkıntılık yapıp duruyorlar!"

 Mustafa İslamoğlu = (Melekler) "Hay, sen bin yaşa!" dediler; "Baksana, onlar (şehvet) sarhoşluğuyla (gömüldükleri günah bataklığı) içerisinde debelenip duruyorlar!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ömrüne andolsun ki, şüphe yok, onlar kendi sarhoşlukları içinde şaşırıp durur kimseler idi.

 Ömer Öngüt = Resulüm! Senin ömrüne andolsun ki, onlar sarhoşlukları içinde serseri bir halde idiler.

 Şaban Piriş = Hayatına and olsun ki onlar sarhoşlukları içerisinde bocalayıp duruyorlar.

 Sadık Türkmen = Ömrüne ant olsun ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

 Seyyid Kutub = Ey Muhammed, hayatın hakkı için onlar sarhoşlukları içinde debeleniyorlardı.

 Suat Yıldırım = (Resulüm!) "Hayatın hakkı için onlar, kendilerini öylesine kaybetmişlerdi ki sarhoşlukları içinde sürünüp gitmekte idiler."

 Süleyman Ateş = Senin ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 Tefhim-ul Kuran = Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör sersemdiler.

 Ümit Şimşek = Hayatın hakkı için, onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Senin ömrüne yemin olsun ki onlar, kendi sersemlikleri içinde bocalıyorlardı.

 İskender Ali Mihr = Ömrüne andolsun ki; muhakkak ki, onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

 İlyas Yorulmaz = Misafirler “Vay ömrüne! Onlar bu işin sarhoşluğu içinde, bu çirkinliği yapmak için uğraşıyorlar” dediler.