Önceki Ayet Sonraki Ayet  
23. Sûre Mü’minûn/73

 وَإِنَّكَ لَتَدْعُوهُمْ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

  Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Kelime Karşılaştırma
ve inne-ke : ve muhakkak sen
le ted’û-hum : mutlaka onları davet ediyorsun
ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm’e (Allah’a götüren yola)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sen onları kesinlikle doğru, muhkem, güvenli yola, İslâmî hayata çağırıyorsun.

 Abdullah Parlıyan = Ve şüphesiz sen onları, dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 Adem Uğur = Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki sen, onları sırat-ı müstakime davet edersin.

 Ahmet Tekin = Sen onları kesinlikle doğru, muhkem, güvenli yola, İslâmî hayata çağırıyorsun.

 Ahmet Varol = Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Ali Bulaç = (73-74) Aslinda sen onlari dogru yola cagiriyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadirlar.

 Ali Fikri Yavuz = Doğrusu sen, onları, İslâm dinine çağırıyorsun.

 Ali Ünal = Ve sen de, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 Bayraktar Bayraklı = Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Bekir Sadak = (73-74) Aslinda sen onlari dogru yola cagiriyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadirlar.

 Celal Yıldırım = Ve şüphesiz ki sen onları dosdoğru bir yola çağırırsın.

 Cemal Külünkoğlu = (73-74) Şüphesiz sen onları doğru bir yola çağırıyorsun. Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan sapıyorlar.

 Diyanet İşleri (eski) = Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Diyanet Vakfi = Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Edip Yüksel = Hâlbuki şübhesiz sen, onları elbette dosdoğru bir yola da'vet ediyorsun.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Aslında sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu, sen onları dosdoğru bir caddeye çağırıyorsun.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Gültekin Onan = Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun.

 Harun Yıldırım = Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykatde sen onları doğru bir yola da'vet ediyorsun.

 Hayrat Neşriyat = Hâlbuki şübhesiz sen, onları elbette dosdoğru bir yola da'vet ediyorsun.

 İbni Kesir = Aslında sen, onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 Kadri Çelik = Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın.

 Muhammed Esed = Ve, doğrusu sen onları gerçekten dosdoğru bir yola çağırıyorsun;

 Mustafa İslamoğlu = Sen onları gerçekten de dosdoğru bir yola çağırıyorsun,

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve şüphe yok ki, sen onları dosdoğru bir caddeye dâvet ediyorsun.

 Ömer Öngüt = Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Şaban Piriş = Aslında sen onları dosdoğru yola çağrıyorsun.

 Sadık Türkmen = Doğrusu sen, onları dosdoğru bir yola davet ediyorsun.

 Seyyid Kutub = Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun.

 Suat Yıldırım = Sen gerçekten onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 Süleyman Ateş = Sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.

 Tefhim-ul Kuran = Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırmaktasın.

 Ümit Şimşek = Gerçek şu ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 Yaşar Nuri Öztürk = Şu bir gerçek ki, sen onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun.

 İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki; sen, mutlaka onları Sıratı Mustakîm’e davet ediyorsun.

 İlyas Yorulmaz = Ve sende onları, dosdoğru bir yola çağırıyorsun.