Önceki Ayet Sonraki Ayet  
25. Sûre Furkân/41

 وَإِذَا رَأَوْكَ إِن يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَذَا الَّذِي بَعَثَ اللَّهُ رَسُولًا

  Ve izâ raevke in yettehızûneke illâ huzuvâ(huzuven), e hâzâllezî beasallâhu resûlâ(resûlen).

Kelime Karşılaştırma
ve iza : ve olduğu zaman
reav-ke : seni gördükleri
in : eğer, olursa, ancak
yettehızûne-ke : seni edinirler
illâ : ancak, sadece
huzuven : alay konusu
e : mi
hâzâ : bu
ellezî : ki o
bease : gönderdi
allâhu : Allah
resûlen : resûl, elçi
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (41-42) Onlar seni görünce ancak eğlenceye alırlar. “Allah’ın peygamber olarak gönderdiği adam bu mu? Biz, ilâhlarımıza sımsıkı sarılmasaydık neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı” (derler.) Onlar yakında azabı gördükleri zaman, yolca kimin daha sapık olduğunu görecekler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Seni, gördükleri zaman da Allah bunu mu peygamber olarak gönderdi diye alaya alıyorlar.

 Abdullah Parlıyan = Onlar seni gördükçe: “Allah'ın peygamber olarak gönderdiği bu mu?” diye hep seni alaya alıyorlar.

 Adem Uğur = Seni gördükleri zaman: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alaya alıyorlar.

 Ahmed Hulusi = Seni gördüklerinde, "Allâh'ın Rasûl olarak bâ's ettiği bu mudur yani!" diyerek seni alaya almaktan başka bir şey edinmezler!

 Ahmet Tekin = Seni gördükleri zaman:'Bu mu, Allah’ın özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere, Rasul olarak görevlendirdiği!' diyerek hep seni alay konusu yapıyorlar.

 Ahmet Varol = Seni gördüklerinde, ancak alaya alırlar: 'Allah'ın Peygamber olarak gönderdiği bu mu?

 Ali Bulaç = Seni gördükleri zaman, seni yalnızca alay konusu edinmektedirler: "Allah'ın, elçi olarak gönderdiği bu mu?"

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, Mekke kâfirleri) seni gördükleri vakit, seni yalnız bir eğlence yerine tutuyorlar: “- Bu mu, Allah’ın peygamber diye gönderdiği?” diyorlar...

 Ali Ünal = Ne zaman seni görseler mutlaka alaya alır ve “Bu mu” derler, “Allah’ın bir elçi olarak gönderdiği adam?

 Bayraktar Bayraklı = Seni gördüklerinde, seni alaya almaktan başka bir şey yapmazlar ve şöyle derler: “Allah'ın, peygamber olarak gönderdiği bu mu?”

 Bekir Sadak = Seni gordukleri zaman, «Allah'in gonderdigi elci bu mudur?» diye alaya almaktan baska birsey yapmazlar.

 Celal Yıldırım = Seni gördükleri zaman. «Allah'ın elçi olarak gönderdiği bu mudur ?» diyerek (ciddi hiçbir tavır takınmazlar), sadece alaya alırlar.

 Cemal Külünkoğlu = (41-42) Seni gördükleri zaman, seninle yalnızca alay ediyorlar ve “Allah'ın, peygamber olarak gönderdiği bu mudur? Eğer onlara (putlarımıza) sıkıca sarılmasaydık, bizi neredeyse tanrılarımızdan uzaklaştıracaktı!” (diyorlar.) Fakat azabı gördükleri zaman (doğru) yoldan uzaklaşan kişinin kim olduğunu bilecekler!

 Diyanet İşleri (eski) = Seni gördükleri zaman, 'Allah'ın gönderdiği elçi bu mudur?' diye alaya almaktan başka birşey yapmazlar.

 Diyanet Vakfi = Seni gördükleri zaman: «Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!» diyerek hep seni alaya alıyorlar.

 Edip Yüksel = Seni her gördüklerinde seni alaya alırlar: 'ALLAH'ın elçi olarak gönderdiği kişi bu mu?'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Seni de gördükleri vakıt sırf bir eğlence yerine tutuyorlar, bu mu o Allah'ın Peygamber diye gönderdiği? diyorlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Seni gördükleri zaman da, sadece alaya alıyorlar: «Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği?» diyorlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Seni gördükleri zaman «Bu mu Allah'ın Peygamber olarak gönderdiği?» diye hep seni alaya alıyorlar.

 Gültekin Onan = Seni gördükleri zaman, seni yalnızca alay konusu edinmektedirler: "Tanrı'nın elçi olarak gönderdiği bu mu?"

 Harun Yıldırım = Seni gördükleri zaman: "Bu mu Allah'ın peygamber olarak gönderdiği!" diyerek hep seni alaya alıyorlar.

 Hasan Basri Çantay = Seni gördükleri vakit «Bu mu Allahın peygamber olarak gönderdiği?» (derler), seni bir eğlenceden başka bir şey edinmezler.

 Hayrat Neşriyat = Seni gördükleri zaman, seni ancak alaya alıyorlar da: 'Bu mu Allah’ın peygamber olarak gönderdiği?' (diyorlar).

 İbni Kesir = Seni gördükleri vakit: Bu mu Allah'ın gönderdiği elçi? diye alaya almaktan başka bir şey yapmazlar.

 Kadri Çelik = Seni gördükleri zaman, yalnızca alay konusu edinmektedirler. “Allah'ın, peygamber olarak gönderdiği bu mu (demektedirler)?”

 Muhammed Esed = Bunun içindir ki, (ey Muhammed,) ne zaman senden söz etseler, mutlaka, "Allah'ın bize rasul olarak gönderdiği kişi bu mu?" diyerek, seni alay, eğlence konusu yapıyorlar.

 Mustafa İslamoğlu = Bir de ne zaman seni görseler, sırf seninle alay etme amacıyla "Ne yani, Allah elçi göndermek için bula bula bunu mu bulmuş?

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve seni görünce de seni ancak bir eğlence yerine tutuyorlar, «Allah'ın peygamber gönderdiği bu mudur?» diyorlar.

 Ömer Öngüt = Seni gördüklerinde: “Bu mu Allah'ın elçi olarak gönderdiği?” diye mutlaka alaya alırlar.

 Şaban Piriş = Seni gördükleri zaman: -Bu mu Allah’ın gönderdiği elçi? diye alay etmekten başka bir şey yapmazlar.

 Sadık Türkmen = Seni gördükleri zaman alay konusu edinerek; “Elçi olarak Allah’ın gönderdiği kişi bu mu?

 Seyyid Kutub = Onlar seni her gördüklerinde «Allah, bu adamı mı peygamber olarak gönderdi?» diye mutlaka alaya alırlar.

 Suat Yıldırım = Seni gördüklerinde mutlaka seni alaya alır ve: "Allah’ın, elçi olarak gönderdiği bu şahıs mı imiş! Bula bula bunu mu bulmuş?"

 Süleyman Ateş = Seni gördükleri zaman, mutlaka seni eğlence konusu yapıyorlar; "Allâh bunu mu elçi göndermiş?"

 Tefhim-ul Kuran = Seni gördükleri zaman, seni yalnızca alay konusu edinmektedirler: «Allah'ın, peygamber olarak gönderdiği bu mu?»

 Ümit Şimşek = Seni ne zaman görecek olsalar alaya alır ve derler ki: 'Allah bula bula bunu mu peygamber gönderdi?

 Yaşar Nuri Öztürk = Seni gördüklerinde, şu şekilde alaya almaktan başka şey yapmazlar: "Allah'ın, resul olarak gönderdiği şu mu?"

 İskender Ali Mihr = Ve seni gördükleri zaman: “Allah’ın resûl olarak gönderdiği bu mu?” (diyerek), seni ancak alay konusu edinirler.

 İlyas Yorulmaz = Ne zaman seni görseler “Allah’ın elçi olarak gönderdiği bu mu?” diye hemen alaya alıyorlar.