Önceki Ayet Sonraki Ayet  
56. Sûre Vâkı’a/6

 فَكَانَتْ هَبَاء مُّنبَثًّا

  Fe kânet hebâen mun bessâ(bessen).

Kelime Karşılaştırma
fe : böylece
kânet : oldu
hebâen : toz toprak, zerreler halinde
munbessen : ufalandı, toz haline gelmiş, dağılmış
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Dağılmış zerre zerre toz haline gelince.

 Abdullah Parlıyan = toz toprak haline geldiğinde,

 Adem Uğur = Dağılıp toz duman haline geldiği,

 Ahmed Hulusi = (Nihayet) dağılmış toz olduğunda.

 Ahmet Tekin = Hepsi havada uçuşan zerreler haline gelir.

 Ahmet Varol = Böylece dağılmış toz haline geldiği,

 Ali Bulaç = toz duman halinde dağılıp savrulduğu,

 Ali Fikri Yavuz = Artık her şey etrafa dağılan toz duman olmuştur.

 Ali Ünal = Ve uçuşan toz zerreleri haline geldiği,

 Bayraktar Bayraklı = (4-7) Yer şiddetle sarsıldığında, dağlar paramparça olup, etrafa saçılan toz haline geldiğinde ve sizler de üç sınıfa ayrıldığınızda.

 Bekir Sadak = (4-7) Ey insanlar! Yer sarsildikca sarsildigi, daglar ufalandikca ufalanip da toz duman haline geldigi zaman, siz de uc sinif olursunuz.

 Celal Yıldırım = (5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman,

 Cemal Külünkoğlu = (4-7) Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı ve dağlar paramparça olup, toz toprak haline geldiği zaman, sizler üç sınıfa ayrılırsınız.

 Diyanet İşleri (eski) = (4-7) Ey insanlar! Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman, siz de üç sınıf olursunuz.

 Diyanet Vakfi = Dağılıp toz duman haline geldiği,

 Edip Yüksel = Artık o toz duman haline gelmiştir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = hepsi dağılıp toz duman haline geldiği,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dağılıp toz duman haline geldiği

 Gültekin Onan = Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu,

 Harun Yıldırım = Derken toz duman halinde dağılıpsavrulduğu zaman,

 Hasan Basri Çantay = derken (hepsi de) dağılmış, toz haaline gelmişdir.

 Hayrat Neşriyat = (4-6) (Ey insanlar!) Yer (şiddetli) bir sarsılışla sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp yayılmış toz toprak hâline geldiği zaman!

 İbni Kesir = Dağılmış toz haline geldiği zaman;

 Kadri Çelik = Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu.

 Muhammed Esed = toz toprak haline geldiğinde

 Mustafa İslamoğlu = toz zerrecikleri haline geldiğinde,

 Ömer Nasuhi Bilmen = (4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir.

 Ömer Öngüt = Dağılıp toz duman haline geldiği zaman!

 Şaban Piriş = Un ufak etrafa dağıldığı zaman...

 Sadık Türkmen = Derken, toz duman halinde savrulduğu zaman,

 Seyyid Kutub = Toz halinde boşluğa dağıldığı zaman.

 Suat Yıldırım = Uçuşan toz zerreleri haline geldiği zaman...

 Süleyman Ateş = Dağılan toz duman haline geldiği

 Tefhim-ul Kuran = Derken toz duman halinde dağılıp savrulduğu.

 Ümit Şimşek = Toz olup uçuştuğunda,

 Yaşar Nuri Öztürk = Hepsi un ufak olup dağılmıştır.

 İskender Ali Mihr = Böylece dağılıp toz zerrecikleri haline gelmiştir.

 İlyas Yorulmaz = Un ufak haline gelip dağıldığı (yok olduğu) zaman.